Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | yaygın eğitim | non-formal education n. | ||
Formal training and non-formal education must be combined. Örgün eğitim ve yaygın eğitim birleştirilmelidir. More Sentences |
||||
Education | ||||
Education | yaygın eğitim | extension n. | ||
The evening classes are held in the extension building. Akşam dersleri yaygın eğitim binasında yapılmaktadır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | yaygın eğitim | universal education n. | ||
General | yaygın eğitim | common-public education n. | ||
General | yaygın eğitim | informal education n. | ||
Education | ||||
Education | yaygın eğitim | mass education n. | ||
Education | yaygın eğitim | non-formal education n. | ||
Education | yaygın eğitim | non-formal training n. | ||
Education | yaygın eğitim | extension service n. |
Turkish | English | |
---|---|---|
Idioms | ||
Idioms | eğitim farklı sosyal çevrelerden ve konumlardan insanlar arasında yaygın hale geldi | the schoolmaster is abroad expr. |
Institutes | ||
Institutes | çıraklık ve yaygın eğitim genel müdürlüğü | general directorate for apprenticeship and non-formal education n. |
Institutes | çıraklık ve yaygın eğitim genel müdürlüğü | general directorate of apprenticeship and nonformal education n. |
Institutes | yaygın ve mesleki eğitim daire başkanlığı | department for non-formal and vocational education n. |
Education | ||
Education | yaygın eğitim yoluyla öğrenme | non-formal learning n. |
Education | yaygın eğitim öğretmeni | extender n. |
Education | yaygın eğitim kursu | extension course n. |